12 Mart 2013 Salı

Yeni Yeni Huylar

Can'a bir haller oldu :)
Bronşit olduktan sonra benden çok uzaklaşmıştı sanki haklı olarak. Ee tabi sürekli biri sizin burnunuza kulak temizleme çubuğu soksa, hortumla burnunuzu temizlese, ağzınıza ilaç, ıhlamur gibi bilimum seyler sokuştursa, dakika başı alnınızdan, kulağınızdan ateşinizi ölçse sizde sinir yaparsınız :) Hatta giderek içerliyordum babasını görünce gülücükler atarken bei görünce yüzünü çevirmesine.
Ama şu son 2-3 gündür beni görünce yüzünde güller acıyor. Sürekli kucağımda olmak, sarılmak, yüzüme uzun uzun bakmak istiyor. Anneannesi veya baskalarının kucaginda durmak istemiyor. Ortamda ben yoksam mızmızlanıyor. Ayrıca memeye düşkün oldu. Öğleden sonra meyve yemek istemiyor, memeye gelmek istiyor, ağlıyor. Dün tahlil yaptırmak için anneme erken gelmesini rica ettim. Sabah erkenden geldi. Gitmeden önce anneme zorluk olmasın diye Can'ı uyuttum. Sadece 2-3 saatligine olmayacaktım ve sorun yaşayacaklarını hiç düşünmedim. Sonuçta ilk defa yalnız kalmıyorlardı. Eve geldigimde annemin suratı asıktı ve başladı söylenmeye. Öğle yemeğinden sonra Can'ın uykusu gelmiş. Annem eski uyguladığımız sistem olarak kucağında dolaştırıp şarkılar söylemiş ama nafile. Bizimkinin damarı tutmuş ve başlamış ağlamaya. Neredeyse bir saat annemin elini ayağını dolandırmış. Sonunda annem duruma uyanmış ve hemen az miktarda mama hazırlamış. Zaten bizimkisi biberonu görünce uykuya dalmış :)
Bugünse sabah 7 de uyandık. Yemek ve kısa bir oyun molasından sonra tekrar uyuduk koyun koyuna. Yaklaşık 1 saat uyuduktan sonra yine oyun oynadık. Sonrasında kahvaltı , oyun, kısa bir öğle uykusu molası ve öğle yemeği, oyun, oyun oyun ... Saat üçte annem geldiginde bende pil bitmişti :) Ne doğru düzgün kahvaltı edebildim, ne islerimi yapabildim. Tek yapabildiğim öğle yemeğini hazırlamak, mutfağı toparlamak oldu. Annem gelince de pek bir şey değişmedi. Eskiden kahkahalarla oyun oynardı anneannesiyle ama özellikle bugün gözleri hep beni aradı. Ben yakınındayken sorun yok ama yanlışlıkla tuvalete falan gitsem hemen mızıldanmaya başladı.
Tabi bu durum cok hoşuma gidiyor ve biliyorum ki biraz ayaklanınca gözü beni görmeyecek. O yüzden tadını da çıkarmaya çalışıyorum ama inanın insan üstü bir efor sarfediyorum hızına yetişebilmek icin :)
Anlayacağınız aksam yedi buçuk olunca, Can uyuduktan sonra kendimi koltuğa yada yatağa atıyorum ve en az 1 saat kendime gelmeye çalışıyorum :)
Ne olursa olsun Can bambaşka bir dünya, her gunümüz bambaşka. Cok keyif alıyorum.
İyi ki varsın Can'ım :)
Allah isteyen herkese bu mutluluğu yaşatır inşallah çünkü bu duygu herşeye değer :)




9 Mart 2013 Cumartesi

Uykularımız

Çarşamba günü aşı oldu Can. 3 gündür acayip huysuz. Ara ara ateşi çıkıyor. Dün gece fitil vermedim, şurupta vermedim. Mışıl mışıl uuyudu. Aslında uyumadı, sızdı :)
Can büyüdükçe gündüz uykuları giderek azalıyor. Günde 2 defa uyuyor ve en fazla yarım saat. Toplamda 1 saat belki. Bir sitede okumuştum bir anne aynı konudan dert yanıyordu. Hem de daha kötüsü, gece uykusu için. Her uykuya dalışı 23 dakika. 24. dakikada bebeği uyanıyordu. Tekrar eee, pişş pişş ve bir 23 dakika daha.. bunu okuduğumda çok korkmuştum Ya Can da aynısını yaşarsa ve bize, bana yaşatırsa diye. Sevgili annemiz daha sonrasında araştırıyor ve diyor ki meğerse bebeklerin derin uykuya dalma süreleri 23 dakikaymış. Ve bir dönem derin uykuya dalmada sorun yaşarlarmış. Sanırım bu sorun Can'da başgösteriyor şuaralar. Tabi gündüz uyku uyumayınca gece yani 19:00-19:30 civarında sızıyor. Hele geçen gün beni öylesine yordu ki akşam 21:30 civarında uykuya daldı. Bende biraz ortalığı toparlayıp tekrar kalkıp Can'ı beslemek üzere yattım. Yatış o yatış. Sabah 7 de Can'ın sesine uyandım. İkimizde öylesine yorulmuşuz ki ne Can açlığına kulak asmış ne de ben kurduğum saate :) İlk defa gece beslenmesi olmadan sabaha kadar uyudu.
Geçen gün aylık kontrolü vardı. Muayene sonrası sahilde yürüyüş  yapalım istedik. Gittiğimiz bir cafede 6,5 aylık dünyalar tatlısı bir kızı olan hanım yanımıza geldi. Allah bağışlasın öyle güzel gülücükler atıyordu ki içinden her yerini öpmek geldi. Neyse o hanımla konuşurken uyku konusu açıldı. Bebeği Aylin gündüzleri 2 şer saatten 2 defa uyuyormuş. Özellikle 15:00-17:00 arası uykusunu hiç şaşırmıyormuş. Hal böyle olunca da gece yatmak bilmiyormuş. Can'da benim en büyük avantajım Can erkenden gece uykusuna yatar. Dediğim gibi en geç sekizde yatmıştır. Ancak ben sabah geç kalması umuduyla bazen sınırlarımızı zorlayıp dokuz, dokuz buçuğa kadar ayakta kalıyoruz. Ancak çabalarım sonuç vermiyor ve en erken 5 ve en geç 7 olmak suretiyle güne başlıyoruz. Tabi Can'ın bu kadar erken yatmasıyla bende yapılacak işlerimi hallediyorum. Mesela yemek yiyorum :) çamaşırları yıkıyorum, mutfağı ve ortalığı toparlıyorum, sevdiğim 3-4 dizim var onları seyrediyorum ve gece beslenmesini yapıp yatıyorum. Yine yatmam 00:00- 01:00  arası oluyor en iyi ihtimalle. Sabaha kadar rahatım yani 5 e kadar :) hadi 7 olsun :) Biliyorum pek çok anne için bu bile bir nimet.
Evet saat 21:12 ve yaklaşık birbuçuk saattir Can uyuyor. Tatlı rüyalar minik bebeğim :)






Mart Geldi, Hoşgeldi

2013 bana pek uğurlu gelmedi.
Dolu dolu 2 ay bitti ve hastalıkların, doktor ziyaretlerinin ardı arkası kesilmedi. Ama hala umutluyum: Elbet bir gün bizde normal insanlar gibi olacağız!
Mart ayı programımda yine tahliller, kontroller ve değişik olarak ameliyat hazırlığı var. Hadi hakkımızda hayırlısı :)
Gebeş arkadaşım Melisa 15. haftasında. Dün akşam onunla konuşurken farkettim ki sürekli tavsiye verme halindeyim. En nefret ettiğim şeydir, hem nasihat etmek hem de almak. Saolsun anneannem bu konuda bir numaradır :)
" Aman evladım ...." ile başlayan cümleleri çok meşhurdur ve genelde gün içerisinde ortalama 50 civarında nasihat verir. Bu onun doğasında var, engellenemez :)
Zaten en çok kimi eleştirirsen ileride ona benzermişsin. Ona benzemek istediğim tarafları var tabiki ancak nasihat konusu bunun oldukça dışında. Melisa ile konuşurken çatlak kreminden tutunda bebek oto koltuğuna varana kadar aklıma gelen herşeyden bahsettim, yetmedi -melisin, -malısın ile biten cümleler kurdum durdum. Sonrasında ağzımdan çıkanları kulağım duyunca sustum. Evet fazlaca konuşuyorum ama gebelik, annelik, bebek vs ile ilgili olmayanlar için durum oldukça karışık. Kendimden biliyorum. Ne zaman yatak alınmalı, hangi şampuan kullanmalı, ne gerekli veya gereksiz.. tüm bunları öğrenmek için baktığınızda çok zaman var gibi görünüyor ancak iş göründüğü gibi değil. Hele ki bir de çalışıyorsanız, çok daha zor. İlk 3 ay "daha çok erken" diyerek erteliyorsunuz. 3. aydan sonra ufak ufak neler yapılmalı öğrenmeye çalışıyorsunuz çünkü son dönemlerde hiçbirşey yapacak halinizin kalmayacağını düşünüyorsunuz ki çoğu hamile için bu çok doğru. Hele ki sıcaklara denk geliyorsa, Allah yardımcıları olsun derim. Benim 2 hamileliğim de aynı döneme geldi. Can erken doğdu. Normal doğumu eylül sonu olmalıydı. Aynı şekilde Derin doğsaydı Ekim sonu kasım başı doğacaktı. Sonuçta her ikisi de kavurcu sıcaklara denk geldi.
Hep düşünmüşümdür en kısa, en yararlı bilgilerin olduğu neden tek bir sayfa yok ki. Belki günün birinde ben yaparım bu sayfayı.
Evet Mart geldi ve umarım hoşgelir. Hastalıksız, sorunsuz bir ay olur (artık yıllık beklentilere girmiyorum) :)