17 Şubat 2013 Pazar

17 Şubat

Dünden beri üzerimde bir ağırlık vardı. Kafam kazan gibiydi.. Grip kapımdaydı biliyordum.Dün hiç dinlenemedim. Önceki günün yorgunluğu, uykusuzluğu dünde devam etti. Bu yüzden Can'ın yemek saatine alarmı kurup erkenden yattım.
Saat çaldı çaldı çaldı.. Eşim geldi kalkmıyor musun diye.. Nafile. Ceset gibi uyumuşum. Saat 2 gibi uyandım. Can arada uyanmış eşimde tekrar aç açına uyutmuş yavrucağı. Hemen Can'ı uyandırdım. Altını değiştirdim ve yemeğini verdim.. Neyse ki hemen uykuya daldı. Tekrar yattım bende..
Sabah uyandığımda korktuğum başıma gelmişti.. Burun akıntısı, öksürük, baş ağrısı... Eveeett.. 4 yıl sonra ilk defa grip oldum. Hadi hayırlısı bakalım. Artık dışarıdan mı kaptım yoksa Can efendiden mi bilemem. Ama  bu kadar gereksiz antikorum varken böylesine etkileniyorsam ne biçim bir durum var dışarıda siz düşünün..

Dün Gebeş dostum Melisa'yla konuştum telefonda. Kendisi neredeyse 13 haftalık hamile. İlk hamileliği ve sanırım ben ondan daha çok heyecanlıyım. Ben daha hamileyken ona senin kızın olacak demiştim. O zamanlar da çok kızmıştı şimdilerde de çok kızıyor. Erkek istiyorlar ki Allah gönüllerine göre versin inşallah. Umarım kız olunca bana kızmazlar :)

Anlayamadım bir nokta var. Şimdi Can hasta, ben hastayım. Evimizde mikrop cirit atıyor. Kayınvalidem önceki gün eşimin 2,5 yaşındaki yeğenini de akıp bize geldi ki ben eşime kimsenin gelmemesini, bulaşıcı olduğunu söylemiş olmama rağmen. Onlara da söyledim keşke gelmeseydiniz bulaşıcı bir durum diye. Ama anlamak ve hak vermek yerine alınganlık yapmayı tercih etti. Ses çıkarmadım. Dahası yetmezmiş gibi eşimin amcası ve yeni ameliyat olmuş eşinin bugün bizi ziyaret etmek istediklerini söyledi kayınvalidem. Eşime olmaz ben de hastayım misafir ağırlayacak halim yok dedim ki yine kötü ben oldum. Kaınvalidem ısrarla birşey olmaz diyor. Sonra düşündüm BANA NE !!  Mikrobu alıp evine götürüyor. Evde 78 yaşında şeker hastası kayınpederim var. Zaten bu aralar tansiyon sorunu vs almış başını gitmiş. Dahası eşimin yeğenleri (biri 2,5 yaşında diğeri 4) neredeyse tüm zamanlarını babaannelerinde geçiriyorlar. Bu mikrobu eğer evine taşırsa ki taşıdı hepsi zincirleme hasta olacaklar. Eşim saolsun ben hariç kimseye HAYIR diyemediği için arada kaldı ve en sonunda kayınvalidem Can'ı misafirlere göstermek, sevdirmek için alıp evine aşağı kata götürdü. Ne kadar evhamlısın diyerek de bana söylendi. Can'ın zaten keyfi yok, orada mızmızlanmaması içten değil. Eveet gerçekten BANA NE!! Ne halleri varsa görsünler. Hastalandıklarında (ki umarım hastalanmazlar) hepsi birden yatak döşek olacaklar. Ben ne diye bu kadar düşünüyorum ki sanki?? Bende var bir tuhaflık her zaman olduğu gibi. Hasta eve ziyarete gelmek için ısrar etmek NORMAL, gelmek, öpüş koklaş olmak NORMAL. Ama hastayım ve ev ahalisi de hasta, halim yok demek ANORMAL. Ha bu arada insanlık için bir çorba yapıp bir üst kata getirmemek, sadece oğlunu arayıp nasılsın yavrucuğum demek yine çok NORMAL.
Allahım sen beni duy ve gün geldiğinde bugün şu sözlerimi bana mutlaka hatırlat : BEN KAYNANA OLMAYACAĞIM!! Oğlum kimi isterse, ne yaşamak, nasıl yaşamak isterse saygı göstereceğim. Bana ANNE demek zorunda değil gelinim ki ben onun değil Can'ın annesiyim. Ha kendi demek isterse (ki o devirde hiç sanmıyorum) keyfi bilir. Benden uzak kendilerine ait bir hayatları olsun ve ben dahil kimseyi aralarına sokmasınlar. Çok mutlu olsunlar.
Ben evlendiğimde anneannem bana tek bir şey söyledi : aranızı kim olursa olsun 3. bir kişiyi asla sokmayın, buna müsaade etmeyin dedi. Haklıydı da. Şu ana kadar ki tüm tartışmalarımız hep başkaları yüzünden çıktı.
Evet, bilerek gelin oldum bir üst katlarına ama bu hamileliğime kadar zaten çok yoğun bir şekilde çalışıyordum. Hayatımdaki yerleri sınırlıydı. Haftada bir yada on günde bir görüşüyordum. Fazlasına gerek yoktu ve zaten zamanımda yoktu. Aynı şekilde annemle de çok nadir görüşebiliyordum. Ama ne zaman işten ayrıldım kaynana gerçeğiyle karşı karşıya kaldım. Eşim de bu konuda çok bilinçsizce davrandı. Laf taşıdı, annesini savundu durduk yere vs.. Yani kurulamayan köprüleri her seferinde tekra tekrar yıktı. E bende artık umursamıyorum. Kendisi Can'ın babaannesidir ve her zaman görmeye gelebilir, ben götürebilirim. Hastalığında yada bana ihtiyacı olduğunda hep yanında olurum, saygıda kusur etmem ama o kadar. Çünkü iyi niyetim defalarca yanlış anaşıldı ve en sonunda "samimiyetsiz" olarak sıfatlandırıldım. Madem öyle keyifleri bilir. Eşime de söyledim, arada kalma boşuna. Biri annen diğeri hayat arkadaşın. Seçim yapamazsın, yapmak zorunda kalma. Ne beni annen hakkında konuştur ne de anneni benim hakkımda. Duyma, dinleme ve sakın laf taşıma dedim. Arada kalırsın ve en çok sen üzülürsün yapma dedim. Beni dinler dinlemez keyfi bilir. Ama benim için o sayfalar kapandı. "Yeteri kadar" görüşmek benim için, akıl sağlığımi, huzurum için en iisi. Oysaki yaşlı insanlar ve yanlarında olmayı isterdim. Biz daha flört ederken annesini doktorlara götürürdüm, yardımcı olmaya çalışırdım. Ama o nikah günü bırakın evden gelin çıkarmaya gelmeyi, biricik oğlunun nikahına bile geç kaldı. Biz eşimle gelin odasında kayınvalidemin nikaha gelmesini bekledik 15 dakika... Daha neler neler.. O yüzden ben bıraktım artık peşini. BANA NE!!!
Çok sinirlendim yine :))






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder